Ovaören (Göstesin)

1.01.2011

Gülşehir ilçesi Ovaören beldesinin yaklaşık 2 km güneydoğusundaki Ovaören Arkeolojik alanI zengin tarihi potansiyeli ile ön plana çıkmaktadır. Ovaören’de yöre halkının Yassıhöyük (Tabya Tepe) ve Topakhöyük olarak adlandırdığı birimler ile ikisini birbirine bağlayan bir teras yerleşimi bulunmaktadır. Kalkolitik Çağ’dan (M.Ö. 5500-3000) Demir Çağı (M.Ö. 1200-330) sonuna kadar kesintisiz bir iskana tabi olan eski yerleşim yeri oldukça önemli bir jeopolitik konuma sahiptir. Ovaören, Kral Yolu ile İpek Yolu’nu Anadolu’nun orta kesiminde birbirine bağlayan doğal bir güzergâh üzerinde yer almaktadır. Alayhan Kervansarayı, Suvasa Hiyeroglif Yazıtı, Zeus Kaya Anıtı, Geç Antik döneme ait Osiana yerleşmesi ve Ortaçağ’a ait Filiköreni gibi Ovaören’in yakın çevresindeki kültürel kalıntılar bölgenin Anadolu tarihi açısından önemini ortaya koymaktadır.

Ovaören Arkeolojik alanı yaklaşık 1000 x 500 m boyutlarında oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu bütünlük içerisinde 500 x 350 m boyutlarındaki Yassıhöyük etrafı surlarla çevrili bir sitadel yerleşmesidir. Yerleşimin ¾’ü yaklaşık 10 m yüksekliğe ulaşan toprak yığma surla çevrelenmiştir. Sur üzerinde tespit edilen taş düzenlemeler sandık duvar tekniği görünümündedir. Ova seviyesinden yaklaşık 10 m yükseklikte bir volkanik dom üzerine kurulmuş yerleşim içerisinde en az 5 m kalınlığında kültür dolgusu olduğu tahmin edilmektedir. Yüzey araştırmasında toplanan çanak çömlek parçaları sitadel içi yerleşimin Geç Tunç Çağı’ndan Geç Demir Çağı’na kadar devam ettiğini göstermektedir.

Sitadel’in yaklaşık 500 m kuzey batısında yer alan Topakhöyük yaklaşık 110 x 90 x 20 m boyutlarında küçük bir höyüktür. Üst kısmı giderek sivrileşen höyüğün doğu eteğinden başlayarak sitadele doğru uzanan, ova seviyesinden yaklaşık 5 m yüksekliğe sahip geniş bir teras yerleşimi mevcuttur. Her iki yerleşimi birbirine bağlayan, 500 x 300 m ölçülerindeki bu geniş terastan toplanan çanak çömlek parçaları daha çok Orta Tunç Çağı özellikleri göstermektedir.

Ovaören’de tespit edilen yerleşim stratejisi ve kronolojisine göre, Topakhöyük’te Kalkolitik ve Erken Tunç çağları, yerleşim terası üzerinde Orta Tunç Çağı, sitadel üzerinde ise Geç Tunç ve Demir çağları yaşanmıştır. Yerleşimin bu şekildeki yayılışı Ovaören’in giderek bölgenin idari merkezi konumuna yükselmesinden kaynaklanmıştır. Nitekim, Topakhöyük ile temsil edilen, Kalkolitik ve Erken Tunç çağlarında daha çok köy görünümündeki mütevazı ve küçük yerleşim Orta Tunç Çağı’nda höyüğün doğu kesimine doğru genişleyerek 500 x 300 m boyutlarına ulaşmıştır. Bilindiği gibi, Anadolu’nun yazı ile tanıştığı Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Orta Anadolu (Kayseri-Kültepe) merkezli ticaret kolonileri önemli yol güzergahları üzerine kurulmuştur. Gerek Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na tarihlenen çanak çömlek parçaları ve gerekse yerleşim alanının boyutları bu alanın önemli ticaret kolonilerinden (karum veya wabartum) birine ait olabileceğini göstermektedir.

Orta Tunç Çağı’ndan itibaren daha merkezi bir konum kazanan Ovaören Hitit İmparatorluk Dönemi’nde de bu önemini sürdürmüştür. Bu dönemde yerleşim alanı terasın dışında, hemen yakındaki volkanik dom üzerine taşınmıştır. İmparatorluk Dönemi büyük kentlerinin ortak özelliği olarak, muhtemelen daha çok dini ve idari yapıların yoğunlaştığı yeni yerleşim alanının (Yassıhöyük) etrafı toprak yığma surla kuşatılmıştır. Sitadel içerisinde ele geçen çanak çömlek buluntuları bu sur sisteminin Demir Çağı’nda da kullanıldığını göstermektedir. Yüzeyde yer yer gözlemlenebilen büyük yapılara ait duvar izleri Yassıhöyük’ün bölgesel idare merkezi olarak kullanıldığını kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, Ovaören’in yaklaşık 5 km kuzeyindeki Suvasa Hiyeroglif Yazıtı (Gökçetoprak’a 1.5 km) da Ovaören’in Demir Çağı’nda Tabal beyliklerinden birinin merkezi olabileceğini göstermektedir.

Ovaören yukarıda değinilen önemli arkeolojik bulguları ile bölge tarihi ve Anadolu arkeolojisinde henüz çözümlenememiş bir çok konuyu aydınlatacak önemde büyük bir potansiyele sahiptir. Neredeyse her dönemi ayrı bir alanda temsil edilen, geniş bir alana yayılmış yerleşim kalıntıları ile Ovaören bu yönüyle Anadolu arkeolojisinde daha önce kazılarla araştırılmamış bir yerleşim modeli sunmaktadır. Bilimsel sonuçları ile Anadolu arkeolojisine önemli katkılarda bulunacak Ovaören kazılarında açığa çıkarılacak mimari kalıntılar restore edilerek yerinde sergilenmek suretiyle bölge turizmine de katkı sağlayacaktır.

2007 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu’nun izinleri ile, Nevşehir Müzesi’nin de yardımlarıyla gerçekleştirilen kazıları Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. S. Yücel Şenyurt yürütmektedir. Kazı heyeti, Ovaören’deki eski belediye binasında kurduğu kampta çalışmalarını her yıl Haziran-Eylül ayları arasında 3’er aylık periyotlar şeklinde gerçekleştirmeyi planlamaktadır

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Powered by  MyPagerank.NetYahoo bot last visit powered by MyPagerank.NetMsn bot last visit powered by MyPagerank.Net